“Wir haben es nicht gewusst!”
“Wir haben es nicht gewusst!”
"Wir haben es nicht gewusst!" İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ölüm kamplarının korkunç gerçeğiyle yüz yüze gelen pek çok Alman böyle demişti. Yahudilerin 1933-1945 arası maruz kaldığı şeylerden sokaktaki adamın ne derece sorumlu olduğunu irdeleyen bir kütüphane dolusu eser yazıldı. Nazi önderlerinin bulabildikleri her yöntemle Yahudileri sistematik olarak toplumun dışına atması, hiçbir Alman'ın gözünden kaçmış olamazdı. Nazi propagandası, Yahudi halkına karşı tahrikleri her fırsatta körüklüyordu. Yahudilere karşı nefret uyandırmayı amaçlayan Der Stürmer onbinlerce vitrine asılmıştı. Yahudi dükkânları ilk günden itibaren alenen boykot edilmişti. 1935'e gelindiğindeyse Hitler, Nürnberg Irk Kanunları'nı çıkarmıştı. Kimlerin Alman olduğu ve kimlerin Yahudi sayılabileceği bu kanunlarda ince ince belirleniyordu. Sadece saf kan Almanlar, bütün haklara sahip vatandaşlar olarak görülüyordu. Yahudi mülk ve sinagoglarının yakılıp yıkıldığı 1938 tarihli Kristal Gece'de zirvesine çıkan adaletsizlik ve zulümler ülkenin her yerinde yaşanıyordu. Endlösung'dan, yani Yahudi sorununun nihai çözümünden bütün kamuoyu haberdardı. Yahudilerin ölüm kamplarına gönderilmesi uygulaması, bütün halkın gözünün önünde ve bilgisi dahilinde gerçekleşen baskınlar eşliğinde yürütülüyordu. Koca bir halkın şehirleri, mahalleleri, caddeleri boşaltıp sırra kadem basması kimsenin gözünden kaçmış olamazdı. Bu durumda toplu cehaletten ziyade bir "toplu kayıtsızlıktan" (Ian Kershaw) söz etmek gerekmez mi?
Bu kayıtsızlıktan kurtulmanın tek yolu, hepimizin insan olduğunu layıkıyla idrak etmek. Aynı çağda, aynı gezegen üzerinde, şimdi ve burada, sadece bir kereliğine yaşadığımızı anlamak zorundayız. Fransız belgesel yönetmeni Yann Arthus-Bertrand, her ülkeden 2000 kişiyle yaptığı röportajı dokunaklı bir filmde bir araya getirdi. Kökenimize, kültürümüze, milliyetimize, dinimize, eğitim durumumuza, toplumsal statümüze, cinsiyetimize ve yaşımıza bakmadan hepimizi anlatan bir başlığı vardı bu filmin: İNSAN.