Chapter 9/15: Yahudiler ülkeyi terk etmeli.

“Bu suçlulara o kadar sempati besleyen dünyanın, o sempatiyi etkin bir yardıma dönüştürecek kadar cömert çıkmasını umut ediyorum. Biz bu suçluları o ülkelere yollamaya hazırız. İsterlerse lüks gemilerle bile yollayabiliriz.”

Adolf Hitler — 1938
Evian Konferansı, 1938

Son Şans Konferansı

Nürnberg Kanunları, Alman Yahudilerinin vatandaşlığını ellerinden alıp onları kendi ülkelerinde mülteci haline getirmişti. 1938'e gelindiğinde yarım milyona yakın Yahudi çoktan Almanya'yı terk etmişti bile. Mart 1938'de Avusturya'nın ilhak edilmesiyle (Anschluss) 200 bin Yahudi daha "vatansız" durumuna düştü. Almanya'da dörtnala kalkan antisemitizmin ve akın akın gelen Yahudi mültecilerin alarma geçirdiği ABD Başkanı Roosevelt, Haziran 1938'de Fransa'nın Évian şehrinde bir konferans düzenlemesi çağrısında bulundu. Katılan 32 ülkeden göçmen kotalarını yükseltmelerini talep etti. Yahudi cemaati bu konferansı son şans olarak görüyordu. Bütün umutlarını Avrupa'nın cömertliğine bağlamışlardı. Avrupa'da Yahudilere beslenen sempati Hitler'in gözünde de iyi bir şeydi: Almanya'nın zahmetsizce Judenfrei (Yahudisiz) hale getirilmesine imkân verecekti.

Avrupa Doldu Taştı

Evian Konferansı, 1938

Konferans sırasında hiçbir ülkenin kotasını arttırmaya hazır olmadığı çabucak ortaya çıktı. İngiltere, ülkenin zaten dolup taştığını beyan etti. "İşsizlik öyle zirvelere ulaştı ki daha fazla mülteci kabul etmemiz tahayyül bile edilemez" dediler. 1938 ile 1940 arasında İngiltere aşağı yukarı 15 bin Yahudi'ye kapılarını açmıştı. İngiliz temsilciler, kısıtlı sayıda mültecinin Doğu Afrika'daki İngiliz sömürgelerine yollanabileceği imasında bulundular. Hakeza Fransızlar da "mülteci kabullerinin ülkeyi doygunluk noktasına ulaştırdığını" ileri sürdüler. Avustralya temsilcisi daha dobra konuştu: "Ülkemizde olmayan ırk sorununu dışarıdan ithal etmek gibi bir niyetimiz yok." Amerika Birleşik Devletleri bile kotasında kayda değer bir artışa gitmedi. Ülkelerin çoğunluğu, halen artçı sarsıntılarından muzdarip oldukları Büyük Buhran sebebiyle mülteci kabul edemeyeceklerini bildirdiler. Ciddi meblağlar karşılığında da olsa mültecilere kucak açmayı kabul eden tek ülke Dominik Cumhuriyeti oldu. Önceden kararlaştırıldığı üzere, mülteci kabul eden ülkelere yardım amaçlı Intergovernmental Committee on Refugees adında bir kurum kuruldu. Fakat yetki ve mali destek yetersizliği, kurumun etkili olmasını engelledi. Geçmişe bakıldığında, milletlerarası toplumun ilan ettiği "daha fazla Yahudi mülteci kabul etmeme" kararı, özgür dünya açısından tam bir yüz karası olarak görülüyor. ABD Başkan Yardımcısı Walter Mondale 1979'da bu vakayı kınarken hiç lafını esirgememişti: " Évian'da iki şey tehlike altındaydı: İnsan hayatları ve medeni dünyanın öz saygısı. Évian'a katılan her ülke, derhal 17'şer bin Yahudi almayı kabul etseydi, Reich'ta yaşayan her bir Yahudi'nin hayatı kurtulurdu. Amerikalı bir gözlemci şöyle yazmıştı: 'Çaresiz insanların kaygı içinde Évian'da neler olacağını beklediğini düşününce insanın içi parçalanıyor. Fakat altını çizdikleri mesele, insani bir mesele olmanın ötesinde, aynı zamanda bir medeniyet testi." Ve dünyanın bu testten geçemediği aşikâr.

Avrupa Parlamentosu

Bugünkü Avrupa o medeniyet testinden geçebilir mi?

Orta Doğu'dan gelen mültecilere karşı Avrupa bugün de ortak bir tavır belirleyip cömertlik sergileyebilmiş değil. Bazı ülkeler onları kabul etmeyi açık açık reddediyor veya çok sınırlı sayıda mülteci alıyor. Diğerleriyse milli sınırlarına duvar örüyor, kontrol noktaları oluşturuyor. Hatta ülkeye adım atan mültecilerin mal varlıklarına el koymaya niyetleniyorlar. Mülteciler akla ziyan terimlerle niteleniyor. Üstelik sadece sosyal medyada değil bazı Avrupalı idarecilerin resmi beyanatlarında bile karşımıza çıkabilen bir durum bu. Mülteciler şiddet ve ekonomik sefalet mağdurları olarak niteleneceklerine Avrupa'ya yönelmiş bir tehdit, bir tehlike şeklinde tasvir ediliyorlar. Sınırlarını kapatmayı reddedip bir milyon kadar mülteciyi de ülkesine kabul eden Alman başbakan Angela Merkel, şu ana kadar bu medeniyet testinden geçer not alabilmiş tek idareci.